
Tarihte İlginç Bir Olay Sahte Polis Karakolu
Bunu da kimseye kaptırmadık dediğimiz tarihte gerçekten yaşanmış ilginç bir sahte karakol olayından bahsedeceğiz.
Dünyada her dönem her toplumda illaki dolandırıcılık olayları olmuştur. Tarih boyunca yöntemler değişmiştir. Bazı toplumlarda bazı insanlar sivri zekaları ile ön plana çıkarak ilginç dolandırıcılık olaylarına imza atmışlardır. Yurdum insanlarının içinden de gerçekten çok orijinal dolandırıcılar adından bahsettirmeyi başarmıştır.
Elbette Ülkemizde nice bilim adamları ve başarılı insanlar çıktı ve Dünya genelinde adından bahsettirdi. Birde bunun tersini yaparak adını dolandırıcılık tarihine altın harflerle yazdıran dolandırıcılar da çıktı.
Bu ülke Sülün Osman, Cevher Özden, Ayşe Benli, Selçuk Parsadan gibi efsane dolandırıcılar gördü. Sahte büyükelçiler, Sahte kaymakamlar, Sahte doktorlar, Sahte mühendisler, Sahte askerler, Köprü satanlar, Lokomotif ve vagonları satanlar oldu ama hiç biri girişimci ruha sahip! üç polisin yaptığı gibi bir yöntemi kullanarak Dünya tarihinde kayıtlara geçmedi.
Sahte karakol olayı dönemin Cumhuriyet dergisinde özel bir haber olarak işlenmiştir.
Sahte Küçükpazar Karakolu’nun öyküsü 1950’lere dayanıyor. O yıllarda Sirkeci Emniyet Amirliği’nde görevli üç polis memuru emekli olurlar. Emekli olurlar ama geçim dedi de başlar tabi. Bir iş yapmak için kafa yormaya başlarlar. O işi yapalım bu işi yapalım derken bir türlü düzen tutturamazlar. En son içlerinden bir derki “Karakol kuralım!”.
Ölçerler biçerler, daha önceden Sirkeci Emniyet Amirliği bölgesinde görev yaptıklarından bölgeyi ve esnafı da iyi bilmektedirler. Bu bölgede bir bina kiralarlar. Tabelacıyı giderler ve “Küçükpazar Karakolu” yazan tabelayı yaptırır, binaya asarlar.
Üç kafadar emekli polis; masaydı, sandalyeydi, daktiloydu, dosyaydı, kağıttı, mühürdü bir karakolda bulunması gereken bütün eşya ve sistemi düzenlerler. Tarihin ilk özel karakolu üç dehanın girişimci ruhu! ile işlemeye başlar. Biri komiser ikisi memur resmi elbiselerini giyer. Başlarlar müracaat almaya. Savcılık evrakları gelir gider. Şahıs getir götür, suç üstüler, denetleme, düzen derken bir karakolda yapılması gereken bütün iş ve işlemler yapılmaya başlarlar. Esnafı haraca bağlamaya başlarlar. Geriye tek bir sorun kalmıştır personel sayısı azdır.
O dönemde Sirkeci Emniyet Amiri yeni atanmıştır ve bölgeyi bilmemektedir. Üç kafadarın aklına yine müthiş bir plan gelir bir paket çikolata yaptırarak yeni amire ziyarete giderler. Hoş beş sohbet ederken durumu Amire bildirirler. – “Efendim Küçükpazar Karakolu çok yoğun ve personel çok yetersiz.” derle. Amir de iyi niyetli olarak bir kaç memur gönderir. Artık Küçükpazar Karakol’unun personel ihtiyacı da giderilmiştir.
İşler o kadar mevzuata uygun olarak yürümektedir ki polislerin izin planlaması bile düzenli yapılmaktadır. Üç kafadar asla aynı anda izne çıkmaz, üçünden biri mutlaka karakolda kalarak sistemin yürümesini sağlamaktadır.
Aksilik ya bir dönem üç kafadardan ikisi izne çıkar ve karakolda kalanın da bir yakını vefat edince o da üç gün zorunlu izne ayrılmak zorunda kalır. Artık Küçükpazar Karakol gerçek çalışan polislere kalır.
Aynı günlerde Sirkeci Emniyet Amirliği’nden bir memur geçici görevle Küçükpazar Karakolu’na gönderilir. Bu memur daha önce İl Emniyet Müdürlüğü’nde karakolların kömür dağıtım işini yaptığı için bütün karakolları ezbere bilmektedir. Küçükpazar isimli bir karakolu duyunca çok şaşırır. Kış dönemi yaklaştığı için bütün Polis Karakollarının kömür dağıtım işi bitmiştir ve daha önce böyle bir Karakola kömür dağıtımı yapmamıştır.
Yeni atanan memur Küçükpazar Karakoluna kömür gelmeyince gider İl Emniyet Müdürlüğüne;
– Karakollara kömür verdiniz bize neden vermediniz?
– Sizin Karakol neresi?
– Küçükpazar Karakolu.
– Öyle bir karakol bilmiyoruz. derler.
– Hemşerim nasıl olur? Binası var. Memurları var. Beni oraya verdiler, orada görev yapıyorum.
Yine de orada eski çalışan memur olduğu için arkadaşları onu kırmaz ve bir kamyon kömür gönderirler. Üç kafadar polis izinden dönerler ve bakarlar ki Karakolun önünde kömür yığılı. Üç kafadar, karakolun elektrik, su ve kömür giderlerini kendi cebinden karşıladığı için kömürü görünce bir şok geçirirler. Sessiz bir şekilde gelişmeleri izlemek durumunda kalırlar.
Karakola kömür temin eden işgüzar polis sonraki gün Sirkeci Emniyet Amiri’ne gider olup biteni amire anlatırlar. Emniyet Amiri koşa koşa İstanbul İl Emniyet Müdürü’nün huzuruna çıkar. İl Emniyet Müdürü uyanık adamdır. Sel oldu su bastı demirbaş listesi silindi gitti gibisinden Ankara’ya bir yazı yazarak Küçükpazar Karakolunun demirbaş listesini talep eder. Ankaradan gelen cevap; – “Öyle bir karakol yoktur.”
Bu cevap sonucu İl Emniyet Müdürü bütün şube müdürlerini toplar Küçükpazar Karakoluna gider. Karakoldaki tüm memurlar da haberdar edilmiştir ve İl Emniyet Müdürü Şube Müdürlerinin yanında Karakoldaki memurları sorgulamaya başlar;
– Sen kaç yıllık memursun?
– Sen nereden geldin?
Derken eleye eleye geriye emekli üç kafadar kalır. -Siz geldiğinizde bu karakol var mıydı? Biraz kem kümden sonra karakol kurucusu üç memur her şeyi anlatmaya başlarlar. “Valla müdürüm emekli olduktan sonra bir iş kuramadık, geçinemedik aklımıza karakol kurmak geldi, biz de kurduk.” derler.
İl Emniyet Müdürü tamam der ve ekler bu saatten sonra İstanbul’u ailelerinizle terk edeceksiniz ve bu olaydan kimseye bahsetmeyeceksiniz. Sonra Şube Müdürlerine dönerek bu saatten sonra Küçükpazar Karakolu yasal hale gelecek der.
Sahte olarak kurulan Küçükpazar Karakolu yasal hale gelir ve yıllarca hizmet verir.